Bu hafta küresel sigorta piyasasında dikkatler, yapay zekânın tetiklediği yeni riskler ve bu risklere verilen tepkilerdeydi. OpenAI ve Anthropic gibi teknoloji devleri yüksek tazminat davalarıyla gündemdeyken, şirketler Gen AI risklerine karşı yeni sigorta çözümleri arıyor. Aynı dönemde Tokyo Marine’in milyar dolarlık genişleme planı ve Londra Brokerler Derneği’nin inovasyon çağrısı, sektörün dönüşümünü hızlandıran başlıca gelişmeler oldu.
Sigortacılar Yapay Zeka Devlerine Teminat Vermekte Temkinli
Yapay zeka şirketleri OpenAI ve Anthropic, milyarlarca dolarlık tazminat talepleriyle karşı karşıya kalırken sigorta sektörü bu risklere giderek daha temkinli yaklaşıyor. Telif hakkı ihlalleri ve yanlış bilgi üretimi gibi konuların oluşturduğu belirsizlik, sigortacıların kapsamlı teminat sağlamasını zorlaştırıyor. Uzmanlara göre bu tür davalar, geleneksel sorumluluk poliçelerinin sınırlarını test eden ilk örnekler arasında yer alıyor.
OpenAI, küresel broker Aon aracılığıyla “emerging risk” (yeni ortaya çıkan riskler) kapsamında yaklaşık 300 milyon dolarlık teminat arayışında. Ancak bu tutarın potansiyel dava yüküyle kıyaslandığında oldukça sınırlı olduğu belirtiliyor. Öte yandan Anthropic, yazarların eserlerini izinsiz kullandığı iddiasıyla açılan toplu davada 1,5 milyar dolarlık uzlaşma kararı aldı. Bu gelişmeler, yapay zeka şirketlerinin finansal risklerini yönetmede sigorta sektörüne ne ölçüde güvenebileceği sorusunu gündeme taşıyor.
Piyasa kaynaklarına göre bazı şirketler, mevcut sigorta kapasitesinin yetersiz kalması nedeniyle yatırımcı fonlarını teminat olarak kullanmayı ya da kendi sigorta yapılarını (captive) oluşturmayı değerlendiriyor. Uzmanlar, bu durumun teknoloji devlerinin risk yönetim anlayışında kalıcı bir dönüşüm başlatabileceğini ve gelecekte “yapay zeka sorumluluk sigortası”nın başlı başına yeni bir branş haline gelebileceğini söylüyor [1].
İşletmeler Yapay Zeka Risklerine Karşı Koruma Arayışında
Sigortacılar yapay zeka risklerine teminat vermekte temkinli davranırken, şirketlerin koruma arayışı hızla artıyor. The Geneva Association’ın yayımladığı yeni rapora göre, dünya genelindeki şirketlerin %90’ı üretken yapay zeka (Gen AI) risklerine karşı sigorta teminatı almak istiyor. Çin, Fransa, Almanya, Japonya, Birleşik Krallık ve ABD’den 600 kurumsal karar vericiyle yapılan araştırma, Gen AI’nin hızla yayılırken belirsizlikleri de beraberinde getirdiğini gösteriyor.
Katılımcı işletmelerin %71’i Gen AI teknolojilerini en az bir iş alanında kullanmaya başladığını bildiriyor. Ancak aynı zamanda, kusurlu çıktılar, telif hakkı ihlalleri ve siber güvenlik açıkları gibi riskler artıyor. Şirketlerin üçte ikisi, bu tür riskleri kapsayan poliçeler için %10’a kadar daha yüksek prim ödemeye hazır olduğunu söylüyor. Uzmanlar, sigorta sektörünün bu talebi karşılamakta zorlanabileceğini; tıpkı siber sigortada olduğu gibi, riskleri doğrulama ve fiyatlama sürecinin karmaşık hale geldiğini belirtiyor.
The Geneva Association Genel Direktörü Jad Ariss, “Çok az teknoloji bu kadar hızlı yayıldı, ancak riskleri hâlâ yeterince anlaşılmış değil,” şeklinde konuştu. Rapora göre sigortacılar, şu anda hem mevcut poliçelere yapay zekâ uzantıları ekleme hem de bağımsız AI ürünleri geliştirme denemeleri yapıyor. Ancak bu sürecin başarıya ulaşması için teknoloji şirketleri, düzenleyiciler ve sigortacılar arasında yakın iş birliği gerekiyor [2].
Tokio Marine, 10 Milyar Dolarlık Küresel Satın Almaya Hazırlanıyor
Japonya’nın en büyük sigorta grubu Tokio Marine Holdings, önümüzdeki dönemde 10 milyar dolardan fazla tutarında uluslararası satın alma planlıyor. Şirket, Japon şirketlerle olan çapraz hissedarlıklarını çözerek serbest bırakacağı yaklaşık 25 milyar dolarlık kaynağı bu büyüme hamlesinde kullanmayı hedefliyor. Uluslararası iş birimi eş başkanı Brad Irick, bunun “gelecek yıllar için sürdürülebilir değer yaratma açısından kuşaklık bir fırsat” olduğunu ifade etti.
Tokio Marine, şu anda yurtdışı kârının %80’ini ABD’den elde ediyor. Şirket bu yoğunluğu azaltarak, Latin Amerika ve Güneydoğu Asya’da daha güçlü bir varlık kurmak istiyor. Hedef, ABD’nin payını %70’e düşürmek, Latin Amerika’yı %10, Güneydoğu Asya’yı ise %15 seviyesine çıkarmak. Bu doğrultuda grup, küçük ölçekli sigorta şirketleriyle ilgileniyor ve bölgeye özel yeni ürünler geliştirmeyi planlıyor. Avustralya da potansiyel satın almalarla odakta, Güney Afrika’daki Hollard Group’taki %22,5 hissenin artırılması da gündemde [3].
Londra Brokerler Derneği: Brokerlar İnovasyonun Merkezinde, Ancak Daha Fazla Destek Bekliyor
London & International Insurance Brokers’ Association (LIIBA), yayımladığı son raporda uzman (specialty) brokerların küresel sigorta koruma açığını kapatmada kilit rol oynadığını ancak bu potansiyelin, yeterli destek sağlanmadığı sürece sınırlı kalacağını vurguladı. Yaklaşık 2,5 trilyon dolara ulaşan koruma açığı, dijital bağımlılığın artması, iklim oynaklığı, jeopolitik gerilimler ve veri gibi soyut varlıkların ekonomideki payının büyümesiyle giderek derinleşiyor.
Rapor, brokerların artık yalnızca risk dağıtan aracılar değil, aynı zamanda sigorta sektörünün Ar-Ge motoru haline geldiğini ortaya koyuyor. Görüşülen 200’den fazla brokerın, zamanlarının dörtte birini inovasyon faaliyetlerine ayırdığı belirlendi. Brokerlar, yeni riskleri erken tespit ederek bunları sigortalanabilir hale getirecek veri altyapılarını kuruyor, aynı zamanda siber güvenlik, yenilenebilir enerji ve tedarik zinciri riskleri gibi alanlarda yeni ürünler geliştiriyor.
LIIBA CEO’su Christopher Croft, “Brokerlar geleceğin risklerine çözüm tasarlayan mimarlar,” diyerek sektörün dönüşümünde düzenleyiciler, sigortacılar ve hükümetlere çağrıda bulundu. Croft’a göre, inovasyon artık tercih değil, zorunluluk. Aksi halde koruma açığı daha da büyüyecek, ekonomiler yeni şoklara karşı savunmasız hale gelecek [4].
Şirket Yöneticileri Siber Risklere Karşı Aşırı Güvenli, Veriler Aksini Söylüyor
Willis Towers Watson (WTW) tarafından yayımlanan yeni Cyber in Focus 2025 raporu, şirket yönetim kurullarının siber dayanıklılık konusunda kendilerine fazla güvendiğini, ancak verilerin bu güveni desteklemediğini ortaya koydu. 4.650 siber hasar dosyasına dayanan rapor, siber saldırıların etkisinin beklenenden daha uzun, daha geniş ve çok daha maliyetli olduğunu gösteriyor.
Rapor, yöneticilerin özellikle dört alanda yanıldığını belirtiyor: gelir kaybı, tedarikçi riskleri, hazırlık testleri ve regülasyon yükümlülükleri. Yönetim kurulları fidye yazılımı saldırılarında kesintinin birkaç gün süreceğini varsayıyor, ancak gerçek ortalama kesinti süresi 24 gün ve ortalama kayıp 2,7 milyon dolar. Ayrıca ihlallerin yarısının tedarikçi kaynaklı olduğu, buna karşın birçok şirketin sözleşmelerinde yeterli yükümlülük ve denetim maddesi bulunmadığı vurgulanıyor.
WTW Küresel Siber Risk Çözümleri Başkanı Peter Foster, “Kurullar siber riskin kontrol altında olduğuna inanıyor ama veriler aksi yönde. Test edilmemiş planlar, zayıf tedarikçi sözleşmeleri ve belirsiz poliçe tanımları en büyük kayıp alanları,” diyor. Uzmanlara göre yapay zekâ destekli saldırıların (deepfake, sentetik kimlik, kötü amaçlı üretken yazılımlar) artışı, riskleri daha da karmaşık hale getiriyor. Raporda şirketlere, algı ile gerçeklik arasındaki farkı kapatmak için ransomware simülasyonları, tedarikçi analitiği ve AI yönetişimi gibi araçlara yatırım yapmaları öneriliyor [5].
Kaynaklar
[1] Financial Times – Insurers balk at multibillion-dollar claims faced by OpenAI and Anthropic
[3] Insurance Business Mag – This big insurer has $10 billion to spend on acquisitions
[4] Reinsurance News – Specialty brokers central to help close protection gap but face constraints: LIIBA



