Covid-19 Global Sigorta Sektörünü Nasıl Etkiledi?

Sigorta sektörüne aşina olmayan birisi için kabul etmesi zor olan ve sıklıkla tartışılan bir gerçek, sigortanın her kaybı karşılayacak durumda olmamasıdır. Sigorta, risk yönetiminin bir parçası ve bir risk transfer işlemidir. İşletmeler ve bireyler, üstesinden gelemeyecekleri riskleri sigortaya devrederler. Ancak, sigortaya devredilebilecek risklerin de bir sınırı ve limiti vardır.

Bunun çeşitli nedenleri var. Öncelikle, zararın, sigortacıların teminat için uygun bir fiyat belirlemesini sağlayacak şekilde öngörülebilir ve modellenebilir olması gerekir. Ayrıca, etki alanı ve sınırları bilinmelidir ve ani ve beklenmedik olmalıdır. Eğer böyle olmasaydı, biz sigortacılar hiçbir zaman tüm kayıplarımızı karşılayacak kadar prim alamazdık, bu pandemiler için de geçerlidir.

Küresel Teminat Açığı

Dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını işletmeleri ve dolayısıyla ekonomiyi çok sert bir şekilde vurdu; bu nedenle poliçe sahipleri, sigortacılarından, poliçede gerçekten teminat olup olmadığına bakılmaksızın mali kayıplarının bir kısmını telafi etmelerini istedi. Böylesine ani ve beklenmedik bir felaketten sonra sigortalıların bu talebini anormal karşılamamak gerekir. Ancak birçoğu pandemi kaynaklı iş durması teminatının poliçelerde kapsam dışı olduğunu bilmiyordu ve maalesef onlar için kötü bir sürpriz oldu.

Bu durum, Covid-19 ve benzeri pandemi etkilerine karşı bir sigorta teminatı açığının olduğunu ortaya koydu. Çünkü, bu sözleşmelerin büyük çoğunluğu, maddi hasarlardan kaynaklanacak iş durması kayıplarını teminat altına aldığı için pandemi dolayısıyla oluşan finansal kayıplar kapsam dışında bırakılmıştı.Standart sigorta poliçelerinde pandemi kapsamı bulunmadığından, bugün Covid-19 ve gelecekteki benzer pandemilerden kaynaklanan kayıpları kimin (ve nasıl) karşılaması gerektiği konusu hala sigortacılar, hükümetler ve sermaye piyasaları arasında tartışılmaktadır.

Bu arada, bazı sigortalılar pandemi ile bağlantılı risklere karşı teminat altına alındıkları için haklı olarak uğradıkları kayıpların tazmin edilmesini beklediler. Özellikle ABD’de ve son zamanlarda Güney Afrika’da gördüğümüz gibi, bazı işletmeler sigortacılara karşı savaşını mahkeme yoluyla çözüme kavuşturmayı başarsa da; karmaşanın çözülmesi için uzun vadeli politika ve stratejilerin geliştirilmesi gerektiği çok açık.

Sigorta veya Reasürans Şirketleri Tarafından Bildirilen Covid-19 Kayıp Raporları ve Rezervleri

ŞirketCovid-19 Hasar & Rezerv ($m)
Lloyd’s4,955.5
Swiss Re4,493
Munich Re4,469
AXA1,830
Hannover Re1,631.3
Allianz1,576
Berkshire Hathaway1,401
Chubb1,378
AIG1,133
Insurance Australia Group (IAG)884

Bu tablo, COVID-19 salgını ile ilgili olarak kamuya açık olarak bildirilen kayıpları, IBNR rezervlerini ve sigorta ve reasürans şirketlerinin tahminlerini göstermektedir. Veriler ilk olarak Hans-Joachim Guenther tarafından işletilen Zürih merkezli finansal hizmetler danışmanlığı PeriStrat LLC tarafından toplandı ve Haziran 2021 itibarıyla güncellendi, güncel hasar toplamı 37.381 milyar ABD doları.

Bu tablo salgının sigorta sektörüne olan olumsuz etkilerini açıkça gözler önüne seriyor. Üstelik bu rakamlara henüz, özellikle doğal afetlerden kaynaklanacak muhtemel büyük kayıpların eklenmediğini de not etmek gerekiyor. Bu durum şirketlerin sadece pandemi kaynaklı değil, genel olarak iş durması teminatlarına bakış açılarını orta vadede olumsuz etkileyecek bir unsur olarak karşımıza çıkacak.

Covid-19 Hasar Talepleri Hangi Teminatlardan Kaynaklanıyor?

ovid-19 ile ilgili kayıplar farklı şekillerde geldiğinden, bu cevaplaması kolay bir soru değil. Çünkü birçok sigorta poliçesinin koşulları sigortacıya göre değişmekte ve hatta “standart” terimlere sahip ifadeler bile farklı genişletmeler ile müşteriye ve/veya endüstriye bağlı olarak değiştirilmektedir. Bu nedenle, poliçelerdeki hüküm ve koşulların uzman kişiler tarafından gözden geçirilmesi ve değerlendirilmesi çok önemlidir.

Uluslararası sigorta hukukçularına göre, sigortacılar, özellikle aşağıdaki ürünler ve teminatlar nedeniyle hasar talepleri ile karşılaştılar ve karşılaşabilirler:

Kapsamlı Genel Sorumluluk Sigortası (CGL)

Bu poliçe genellikle sigortalı tesislerde üçüncü şahıslara verilen bedensel yaralanma ve maddi hasarı kapsar. Bir sigortalı işletmenin, koronavirüse karşı alınacak tedbirlerin uygulanması konusunda makul özeni göstermeyerek bir misafire, müşteriye veya üçüncü tarafa zarar verdiği iddiası bir CGL poliçesi kapsamında olabilir. Tabii ki bedensel yaralanmanın meydana gelmiş olması şartıyla…

İşçi Tazminat Sigortası (WC)

Bir sigortalının çalışanları tarafından yapılan bedensel yaralanma talepleri (üçüncü tarafların aksine) bir WC poliçesi kapsamında olabilir. Bununla birlikte, çoğu WC poliçesi, “sıradan hastalıkları” (genel halkın da maruz kaldığı hastalıklar) kapsamaz. Bir çalışanın, iş yeri ile doğrudan nedensel bir bağlantı kurabilmesi durumunda bir istisna vardır. Ancak bunun; örneğin, işlerinin bir parçası olarak virüsle direkt temas kuran ilk müdahale ekipleri, laboratuvar çalışanları vb. kişiler için geçerli olabileceğini not etmek gerekir.

İş Durması Sigortası (BI)

İş durması (kar kaybı) sigortaları, genellikle yangın sigortasına ek olarak verilen bir teminattır. Ticari yangın sigorta poliçesi, belirli bir tehlikenin (örneğin yangın, fırtına, deprem vb.) neden olduğu doğrudan fiziksel kaybı veya bir mülke verilen hasarı karşılamaktadır. Ancak, iş durmasının tetiklenmesi için, sigortalı tesislerdeki mülklerde “doğrudan fiziksel kayıp veya hasar” meydana gelmiş olması gerekir.

Geçmişte neyin doğrudan fiziksel kayıp veya zarar olduğu konusunda bazı tartışmalar olmuştur. Mahkemeler bu konuda ikiye bölünmüştü.

Yaklaşık 15 yıl önce, Kuş gribi korkusu nedeniyle, çoğu ABD sigortacısı bu sorunu çözmek için ticari yangın poliçelerine bir teminat dışı klozu ekledi. Bu kloz, ISO formu COP 01 40 07 06 “Virüs veya Bakteri Nedeniyle Kayıpları Hariç Tutma” ismiyle, özellikle bir virüsün neden olduğu kayıpların kapsamını hariç tutmak amacıyla oluşturuldu.

Bu teminat dışı klozu belirli bir poliçede mevcutsa, Covid-19’dan kaynaklanan iş durması teminatı sorununu çözecek gibi görünse de, bu sonucu değiştirebilecek birkaç faktör vardı. Öncelikle, bu teminat dışı klozu tüm poliçelerde yer almıyordu. Aslında, koronavirüs nedeniyle yaşanan ilk iş durması tazminat taleplerinden birisi, poliçede herhangi bir virüs istisna klozu olmaması nedeniyle yapıldı.

Ayrıca, sağlık ve konaklama sektörlerine yapılan bazı poliçelerde, sigortalı mallara doğrudan fiziksel zararlar verilmese bile bulaşıcı veya salgın hastalıkların neden olduğu kayıplar için açıkça sigorta teminatı sağlamaktadır.

Sivil Otoriteler Klozu

Poliçelerde yer alan erişimin engellenmesi veya sivil otoriteler klozu nedeniyle pek çok sigortalı ticari işletme, işletmelerinin bağlı olduğu otoriteler ve/veya hükümetler emriyle kapanmak zorunda kaldıkları için, sigortacılarına tazminat taleplerinde bulundular. Çünkü kayıp, koronavirüsün direkt etkisinden ziyade hükümetin eyleminden kaynaklanmaktaydı.

Sivil Otorite klozu, sigortalının malına yakın bir yerde diğer tesislere doğrudan fiziksel zarar verilmesi sonucu verilen bir sivil makam emri ile bir sigortalının malına erişimin engellendiği veya yasaklandığı durumları kapsar. İçerik bazen farklılık göstermekle birlikte, bu klozun devreye girebilmesi için yine doğrudan fiziksel hasar ya da kayıp olması gerekmektedir. Dolayısıyla her poliçenin ayrı bir case olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

Sigortalı, bir tesisin kapatıldığını veya mülkün sağlık endişeleri nedeniyle karantinaya alındığını tespit edebildiği ölçüde, tesisin veya diğer mülkün fiziksel kayıp veya hasara uğradığına dair daha güçlü bir argümana sahip olacaktır.Daha da önemlisi, ABD’deki Centers for Disease Control and Prevention (CDC), virüsün yayılmasının ana sebebi olduğunu düşünmese de, bir kişinin üzerinde virüs olan bir yüzeye veya nesneye dokunarak ve daha sonra kendi ağzına, burnuna veya muhtemelen gözlerine dokunarak virüsü kapabileceği argümanını öne sürerek, bunun işletmenin doğrudan fiziksel hasarlı sayılabileceği kabulünün de önünü açtı.

Çevre Kirliliği Açısından Sivil Otorite Klozunun Değerlendirilmesi

İş durması teminatı açısından, maddi hasar terimi her ne kadar mülke gelen doğrudan fiziksel hasarları tanımlasa da, ABD’deki birçok mahkeme kararında ilgili mülkün bulaşıcı virüs, bakteri vb. nedenlerle kullanılamaz ve içinde yaşanılamaz hale gelmesi fiziksel hasar olarak kabul edildi. Örneğin mahkemeye yansıyan bir olayda, bir evin kuyusundaki suyunda bulunan Coli Basili bakterisinin evde yaşayanlarda fiziksel sağlık sorunlarına yol açtığı ve evde yaşamayı mümkün kılmadığı için, hasarın bir fiziksel hasar olduğuna hükmedildi.

Başka bir mahkeme kararında da, bir işletmede meydana gelen amonyak gazı sızıntısı nedeniyle hava kirliliği yaşanması ve tesisin güvensiz ve içinde yaşanmayacak durumda olması, yapısal olmayan doğrudan fiziksel hasar olarak tanımlandı. Görüldüğü üzere, doğrudan fiziksel hasar terimi o kadar geniş anlamda ve sigortacıların düşündüğünden farklı olarak kullanıldı ki, pek çok dava sigortalılar lehine sonuçlandı. Bu yüzden sivil otoriteler nedeniyle yaşanan iş durması ve finansal kayıplar, bu klozun yer aldığı poliçelerde sigortacılar tarafından tazmin edildi.

Bağlı İş Durması Sigortası (CBI)

CBI (bağlı iş durması), genellikle kritik (ve planlanmış) bir tedarikçinin, poliçe kapsamında yer alan bir tehlike nedeniyle gerekli tedariki sağlayamaması nedeniyle sigortalının uğrayacağı kar kaybı için teminat sağlar. Covid-19 salgını nedeniyle dünyada pek çok endüstride yaşanan tedarik zinciri sıkıntıları, bu teminatın olduğu poliçelere sahip uluslararası şirketlerin sigortacılarına çok sayıda tazminat talebinde bulunmasına neden oldu. Tabii, burada da yine benzer tartışmaların yaşandığını ve yaşanacağını tahmin etmek zor değil. Hasarın fiziksel maddi hasar olmaması nedeniyle, CBI da kapsam dışında kalacaktır. Ancak poliçede buna dair bir şerh maddesi varsa ve poliçenin diğer şart ve detaylarına bağlı olarak, mahkemeye intikal eden durumlar sigortalı lehine sonuçlanabilecektir.

Politik Risk Sigortası

Bazı politik risk poliçeleri, hükümetin eylemlerinden veya düzenlemelerinden kaynaklanan iş durması için teminat sağlamış olabilir. Tabii bu yalnızca sigortalının koronavirüsten etkilenen bölgede mülkleri varsa geçerli olabilir.

D&O Sigortasi

D&O poliçeleri genellikle işletmenin üst yöneticilerinin görevlerini ihlal etmelerine karşı teminat sağlar. Üçüncü bir taraf, bir şirketin yöneticilerine koronavirüsle ilgili güven verici görevlerini ihlal ettikleri için bir talepte bulunduysa, bir D&O poliçesi potansiyel olarak yanıt verebilir. Fakat, diğer ürünlerde olduğu gibi burada da her poliçe şartlarının detaylıca incelenmesi ve teminat alanının net belirlenmesi gerekmektedir.

Deniz Nakliyat Sigortası

Deniz yoluyla taşınan malların teminati genellikle open cargo poliçesi ile sağlanır. Bu teminat genellikle malların zarar görmesi veya kaybolması, yani kargonun fiziksel hasar görmesi gibi tüm riskler içindir. Kargo teslimatının ertelendiği pazar kaybı gibi diğer fiziksel olmayan riskler genellikle hariç tutulur. Bu nedenle, COVID-19 salgınından kaynaklanan teslimat gecikmesi nedeniyle kolay bozulabilir mallar zarar görmüşse, tipik nakliyat poliçesi fiziksel hasar talebine yanıt verecektir.

Sonuç ve Dikkat Edilmesi Gerekenler

Covid-19’un sigorta ve reasürans şirketlerini derinden sarstığı bir gerçek. Neredeyse tüm sigortacılar, doğrudan ya da dolaylı olarak Covid-19 kaynaklı tazminat talepleriyle karşı karşıya kaldılar. Pandeminin başında, pek çok poliçenin Covid-19 vb. salgın hastalıklara karşı koruma sağlamadığı için sektörü fazla etkilemeyeceği, pek çok hasarın ödenmeyeceği düşünülüyor ve öngörülüyordu. Ancak zamanla hem poliçelerde kurgu ve anlatım eksiklikleri, hem de ‘doğrudan fiziksel hasar’ kavramının mahkemeler tarafından farklı yorumlanması nedeniyle ciddi tazminat talepleri ve dolayısıyla milyarlarca USD’lik hasar ödemeleri ve rezervleri ortaya çıktı.

Bunun sektör için bir milat olduğunu düşünüyorum. Bundan sonra hem poliçelerdeki şartlar ve teminatlar çok daha anlaşılır ve açık olmak zorunda; hem de benzer öngörülemeyen olaylar için sektör biraz daha kafa yorup poliçedeki teminat dışında bırakılması gereken riskleri daha net belirlemek durumunda. Zaten, küresel ısınma nedeniyle her sene sayısı ve şiddeti artan doğal afetler, sektörün üzerindeki yükü de ciddi anlamda arttırmakta. Bunun üzerine, Covid-19 gibi bakteri, virüs vb. kontrol edilemeyen pandemilerin ortaya çıkması, tüm sektörleri etkilediği gibi sigorta sektörüne de ciddi etkiler yapmakta.

Son olarak, Warren Buffett’ın bir sözü ile bitirmek istiyorum:

“İyi bir sigortacı (UW), bir işin büyüklüğünü ve prim hacmini dikkate almadan, gerçekten anladığı ve bu yüzden yazmak istediği riski yazmalıdır. Karlılık bu şekilde sağlanır.”

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir