Sigortacılar Ponzi Oyunu Mu Oynuyor?
Ponzi oyununu hiç duydunuz mu? Peki saadet zincirini biliyor musunuz? Nasıl ortaya çıktığını merak ediyor musunuz? Son dönemlerde popüler bir diziye de konu olan Ponzi Oyunu, “saadet zinciri” nin temelini oluşturan bir metod.
1920 yılında ABD’de Charles Ponzi tarafından ortaya atılan bu yöntem, yatırımcılara kendi paralarından geri dönenle veya sonraki yatırımcılardan gelen paralarla ödemenin yapıldığı bir dolandırıcılık yöntemidir. Faiz oranlarının düşük olduğu ortamda birikimlerine daha yüksek getiri elde etmek isteyen yatırımcıların, yüksek faizlerin peşinde koştuğu bir sistemdir.
Örneğin, ülkedeki faiz oranı %5 ise Ponzi Oyunu oynayan kişi yatırımcısına %10 faiz önerir. Ardından %10 faiz getirisi vadettiği kişilerin parasını ödemek için yeni yatırımcılara da %11 faiz önerir. Bu döngü sayesinde hem oyunu oynayan hem de yatırımcı kazanır. Ta ki, istenilen sayıda yeni yatırımcının sisteme katılamamasına ve yapılması gereken ödemelerin yapılamamasına kadar. Gerçekte olmayan bir kar vadeden bu sistemin bir gün çökmesi de olağandır.
Risk Yönetimi Mi? Kumar Mı?
Bunu sigorta ile nasıl bağdaştırdığımı merak edenler için hemen açıklayayım. Global sigorta endüstrisinde, özellikle mühendislik sigortalarında, yoğun rekabet ortamı, fiyatların yıllardır olması gerekenden çok daha alt seviyelerde seyretmesine neden oldu. Örneğin, bugün bir inşaat projesi için uygulanan risk fiyatı, 4-5 yıl önce uygulanan fiyatların neredeyse yarısına indi. Halbuki biz 4-5 yıl önceki yaptığımız uzun dönemli bir inşaat poliçesinde meydana gelen hasarı, kabaca bugün topladığımız primler ile ödüyoruz.
Aynı mantık ile, bugün teminat altına aldığımız bir projenin hasarını da giderek azalan primler ile önümüzdeki yıllarda ödemeye çalışacağız. Bu ilk bakışta normal gibi görünse de poliçe teminatlarının genişlediği, limitlerin arttığı, proje bitirme hızının proje kalitesinin önüne geçtiği ve küresel ısınmanın giderek olumsuz etkilerini arttırdığı düşünülürse, giderek azalan primlerin artan hasarları karşılamadığı ve karşılayamayacağı çok acık! Nitekim, geçmişte rekabeti karlılığın önüne koyan birçok mühendislik sigortacısı, geçtiğimiz 2-3 yılda ya finansal yeterliliklerini kaybetti ya da zarar ettiği için bu branştan tamamen çıkmak zorunda kaldı.
Büyük Projelerin Sigortası
Ülkelerin artan nüfuslarına paralel olarak artan altyapı, enerji, su, gıda vb. talepleri, bu konularda yeni yatırımların yapılma gereksinimlerini ortaya koyuyor. Özellikle de gelişmekte olan ülkelerde projelerin boyutlarının daha da büyüdüğünü, yeni mega projelerin ortaya çıktığını, daha büyük yolların, köprülerin, tünellerin, elektrik santrallerinin yapıldığını görüyoruz. Uluslararası Mühendislik Sigortacıları Birliği IMIA’ nın son tahinlerine göre, önümüzdeki 15 yıl içerisinde global olarak 65 trilyon ile 70 trilyon Dolar arasında altyapı yatırımının gerçekleşmesi beklenmekte. İnanılmaz bir rakam değil mi?
Diğer yandan, elektrik üretim yatırımları da konvensiyonel teknolojilerden yenilenebilir teknolojilere kaymaya başladı. 2010-2019 yılları arasında, dünyada toplam USD 2,6 trilyonluk yenilenebilir enerji yatırımı gerçekleşti. Bu yatırımın yaklaşık yarısını güneş enerjisi aldı. Aynı sure içinde, sadece Turkiye’de yaklaşık USD 20 milyarlık yenilenebilir enerji yatırımı gerçekleşti. Yeni teknolojiler beraberinde yeni ve farklı riskleri de getirdi, sigortacılar da bu risklerin transferi için farklı teminat yapılarıyla çözüm bulmaya çalıştı. Ancak hasar tipleri de farklılaşmaya başladığından, bunlara farklı bir bakış acısı ile bakılması gerekiyordu.
Rakamlar Ne Anlatıyor?
Yaşanan hasarlara baktığımızda, son yıllarda net olarak yukarı yönlü olduğunu söylemek gerekiyor. Hem hasar frekansı hem de hasar tutarları ciddi oranlarda artış gösteriyor. Örneğin, enerji sigortaları branşında 2001 yılında yaşanan en büyük 3 hasar 13 milyon Dolar, 11 milyon Dolar ve 7 milyon Dolar olarak sıralanırken; 2014’ de ilk 3 hasar 233 milyon Dolar, 70 milyon Dolar ve 55 milyon Dolar olarak gerçekleşti. Bunun en büyük nedenlerinden biri finansal kayıpların etkisi. İşletmelerin artan karlılıkları ve sigortaya konu “kar kaybı” teminatlarının tetiklenmesi ile ödenen hasarlar ciddi oranda yükseldi.
Diğer yandan küresel ısınmanın olumsuz sonuçlarından biri olan doğal afetlerin sıklığı ve şiddeti artmaya başladı. Munich Re’ nin yayınladığı rapora göre, 2019 yılında doğal afetlerin neden olduğu toplam zarar 150 milyar Doları bulurken, bu tutarın yaklaşık 52 milyar Doları teminat altında olduğu için sigortacılar tarafından karşılandı. Sigorta/reasürans şirketlerinin son 10 yılda ödedikleri doğal afet hasarlarını incelediğimizde, yıllık ortalamanın 71 milyar Dolar olduğunu görüyoruz.
Peki bu hasarları nasıl karşılayacağız? Giderek farklılaşan risklere ve artan hasarlara rağmen riske daha düşük fiyat uygulayarak mı? Karşılık olarak ayrılan rezervleri azaltarak mı? Bunların hiçbirinin doğru yöntemler olmadığı çok açık. Yazının başında atıfta bulunduğum Ponzi Oyunu, işte bu yüzden sektörün son dönemlerdeki durumunu yansıtıyor. Eğer risk fiyatlamasını yanlış yapmaya devam eder, rekabetin çekiciliğine kendimizi kaptırırsak, bir gün hasarları ödeyecek yeterli nakdimizin kalmadığını göreceğiz. Bu yüzden sigortacıların, kendi risk analizlerini çok iyi yaparak, risklerin dönüş sürelerini ve artan hasarları dikkate almaları, teknik fiyatlamalarını da buna göre yapmaları gerekiyor.
Warren Buffet’ in dediği gibi; “Gelgit olmadığı sürece, kimin çıplak yüzdüğünü fark edemezsiniz”. Çıplak yakalanmamak için temkinli olmak gerekiyor.
Kaynaklar:
Swiss Re, Natural catastrophes and man-made disasters in 2018: “secondary” perils on the frontline,
https://www.swissre.com/dam/jcr:c37eb0e4-c0b9-4a9f-9954-3d0bb4339bfd/sigma2_2019_en.pdf
Frankfurt School-UNEP Collaborating Centre, 2019 Global Trends In Renewable Energy Investment Report https://fs-unep-centre.org/fileadmin/user_upload/GTR_2019_Fact_sheet.pdf
Munich Re, Tropical cyclones causing billions in losses dominate nat cat picture of 2019, https://www.munichre.com/en/company/media-relations/media-information-and-corporate-news/media-information/2020/causing-billions-in-losses-dominate-nat-cat-picture-2019.html
Insurance Day, https://www.imia.com/wp-content/uploads/2016/11/Insurance-Day-02-11-2017.pdf

2007 yılında Risk Mühendisi olarak çalışmaya başladığı sigorta sektöründe sırasıyla Allianz, Generali, Chubb gibi uluslararası şirketlerde risk mühendisi, underwriter ve reasurans yöneticiliği görevlerinde bulundu. 2021 yılından bu yana Qatar General Insurance & Reinsurance Şirketi’nde Mühendislik ve Enerji Sigortaları Müdürü olarak çalışmaktadır.