Teknoloji Otomobil Sigortalarının Sonu Mu Olacak?
Otomotiv endüstrisi arabalar hakkındaki düşüncelerimizi tamamen değiştirecek teknolojiler üzerinde çalışıyor. Sürücüsüz araçlar, ortak kullanımlı otomobiller, kendinden sigortalı araçlar son dönemlerdeki yenilikler, bu yeniliklerin uzun vadeli etkilerini ise henüz bilmiyoruz.
Sürücüsüz araçların ve ortak kullanımlı otomobillerin yaygınlaşmasıyla birlikte, sorumluluk ve teminatlarla ilgili akıllara yeni sorular geliyor. Sürücüsüz araçları kim sigortalayacak? Ortak kullanımlı bir otomobilde meydana gelen kazadan kim sorumludur? Araç filoları bireysel araçların yerini alırken, tamir ya da tedavi masraflarını ödeyecek teminatı kim sağlamalı?
Yakın gelecekteki potansiyel gelişme alanları, Deuthche Bank’tan Joshua Shanker gibi bazı yorumcuların bugünün oto sigorta endüstrisinin 20 yıl içinde yok olacağını düşünmelerine yol açıyor. Otomobil sigortalarının sonu yaklaşıyor mu? Böyle bir şey muhtemel mi? Bu yazıda mevcut otomobil sigortası endüstrisi üzerindeki baskıları ve önümüzdeki 20 yıl içinde hangi değişiklikler olabileceğini inceleyeceğiz.
Sürücüsüz Araçlar: Onları Kim Sigortalayacak?
Sürücüsüz araçların, tüm dünyanın sürüş alışkanlıklarını değiştirmesi ve otomobil sigortası maliyetleri önemli ölçüde azaltması bekleniyor. Metromile ve Ferenstein Wire’ın 2015 yılında yaptığı bir araştırmaya göre sürücüsüz araçlar sigorta primlerinde ortalama 1.000 dolar tasarruf sağlayabilir.
Çalışmada, Google’ın sürücüsüz aracının 2015 yılına kadar sağladığı verilerden yararlanıyor; buna göre hiçbir araç teknolojiden kaynaklı bir kazaya karışmadı, yalnızca insan hatası nedeniyle yaşanan kazalar oldu. O günden bugüne 2018 Mart ayında yaşanan ölümlü kaza da dahil olmak üzere, teknolojik hatalardan kaynaklı kazalar meydana geldi. Buna rağmen, güncel datalara bakıldığında birçok yorumcu hala ayrı fikirde, kazaları önlemek tazminatları önlemek anlamına geliyor, bu da primleri düşürecektir.
Gerçek Dünyaya Dönersek
Yine de bu durumun gerçekleşmesi o kadar kolay olmayabilir. Her şeyden önce, sürücüsüz araçlar, insan sürücülerinin günlük olarak karşılaştığı kapsamlı koşullarda test edilmediler. Bu arabaların kötü yolları nasıl ele aldıklarını, hava şartlarını ve benzeri zorlukları nasıl ele aldıklarını görmek, onların gerçekten insan sürücülerini değiştirip değiştirmeyeceklerini anlamak için çok önemlidir.
Volvo CEO’su Håkan Samuelsson, 2015 yılında Volvo’nun, araçları tam otonom modda olduğu zaman meydana gelebilecek herhangi bir kayıp için “tam sorumluluk” kabul edeceğini belirtti. Bu da gelecekte sürücüsüz araçlar için sorumluluk kapsamının sürücü sorumluluğu değil ürün sorumluluğu olarak kabul edilebileceğini gösteriyor.
Ancak, bugüne kadar diğer otomobil üreticileri Volvo’nun peşinden giderek benzer bir söz vermediler. Görünen o ki otomobil üreticileri sigorta riskini üstlenmeye istekli değiller. Otomobil üreticileri otomom sürüş teknolojisini geliştirmek için milyarlarca dolar harcadılar ancak bunu yolda ne olursa olsun %100 sorumluluğunu üstlenmek için yapmadılar.
Zaman Planını Değiştirmek
Sürücüsüz araçların bir ticari sorumluluk veya ürün sorumluluğu kapsamına alınması durumunda bile, bireysel sürücülerin sigorta ihtiyacının ortadan kalkması için 10-15 yıllık bir zaman çizelgesi hâlâ iddialı olabilir, her ne kadar test edilseler de hala yeterince yaygın değiller./p>
Mevzuatların, lisans ve sorumluluk konularının belirlenmesi de aynı şekilde yıllarca sürecektir; Bu süreci başlatmaya yönelik girişimler, teknikler ortak kullanımda olmadığından belirsizliklerle karşılaştı. Öncelikle müşterilerin otonom araçlara karşı güven duyması gerekecek aynı zamanda sürücülü araçların da hurdaya çıkması gerek.
Tüm bunların sadece 10 yılda, hatta 20 yılda gerçekleşmesi olası değildir. Ancak 10 ila 20 yıl arasında, oto sigortacıların uyum sağlamak yeterli zamanı var, ki bazı sigortacılar çoktan başladılar. Adrian Flux, 2016 yılında ABD’nin sigortasız araçlara yönelik ilk otomatik sigorta poliçesi düzenledi. Bu poliçe sadece diğer ürünlerin ele aldığı geleneksel durumları değil aynı zamanda yazılım güncellemeleri, uydu veya navigasyon sistemi arızalarını ve hacklenmeden kaynaklanan hasar veya zararlar gibi otonom araçlara özgü konuları da kapsamaktadır.
Geliştirilmiş Güvenlik Özellikleri: Kazaları Önleyen Araçlar Mümkün Mü?
Kendi kendine giden araçlar, teknolojinin kaza teminatına olan ihtiyacı ortadan kaldırabilmesinin tek yolu değildir. Aynı zamanda güvenlik teknolojisi de gelişiyor ve Volvo’nun otomobilleri için sorumlulukları yerine getirme vaadi, otonom modda ise otomobil üreticisinin araç sorumluluk alanını değiştirmeye koyduğu tek amaç değil.
2008 yılında, Volvo iddialı bir plan açıkladı: 2020’ye kadarü yaralanma veya ölümle sonuçlanacak çarpışmalara karşı dayanıklı bir araç yaratmak. Şirket 2013 ve 2016’da aynı misyon için çalışmaya devam ettiklerini açıkladı.
Volvo’nun bu hedefe ulaşmak için bir yıldan biraz fazla süresi var ve istatistikleri şirketin doğru yolda olduğunu gösteriyor, ayrıca Volvo 2018 yılında en güvenli araç ödülünü kazandı.
Ödüller ve güçlü istatistikler, Volvo’nun güvenlik söz konusu olduğunda doğru yönde ilerlediğinin kanıtıdır, ancak bu teknoloji mükemmel hale gelene kadar, sigorta kapsamı bir gerekliliktir – ve tamamen otonom bir sürüş teknolojisinin hayata geçmesi için önünde hala uzun bir yol var.
Araba ve Sigorta, Paket Bir Anlaşma Olabilir Mi?
Tesla teknolojik gelişmişliğinin yanında güvenlik alanında da bir bahis oynuyor, geleneksel sigorta şirketlerine meydan okur şekilde araçlarının etiket fiyatına sigortayı da dahil ediyor.
Şirket, Asya’da “sigorta ve bakım dahil” araçların satışını deniyor. Sigorta ve bakım için ödenen ücret, Tesla’nın otopilot sistemi de dahil olmak üzere güvenlik özelliklerini içeriyor. Tesla, otomobil fiyatına sigorta bedelini de ekleyerek, tüketiciler için daha iyi bir anlaşma sunduğuna inanıyor, çünkü birçok otomobil sigortası şirketi, Tesla’nın yaptığı gibi otomatik pilot sistemini hesaba katmıyor.
Sigorta şirketlerinin bu konudaki tereddütleri şu anda makul olabilir. Mart 2018’de yaşanan bir Tesla kazası, otopilotun sürücü için ölümcül olduğunu kanıtladı.
Araçların (otonom yada diğer) sigorta dahil olarak satılması, geleneksel otomobil sigortacılığı ile üreticilerin ürün sorumluluğu olarak sunulan sigorta arasında hibrit bir yaklaşım sunmaktadır. Tesla araçlarını sigorta dahil olarak satan tek otomobil üreticisi olmaya devam ediyor, sigortayı ürün sorumluluk modeli ile konumlandırmak bile otonom araç üreticileri tarafından daha fazla kabul gördü.
Sigorta dahil” modelleri, gelecek yirmi yıl içinde geleneksel otomobil sigortacılığı endüstrisini tehdit etmesi en az olası model olarak görünüyor. Ancak şirketler yeni modelleri denemek için risk almaya istekli olduklarını belirtiyorlar.
Yakın Gelecekte Neler Beklemeliyiz?
Kazaları önleyen, teknoloji tarafından idare edilen sürücüsüz araçlar gelecek için güçlü bir vizyondur, heyecan ve umut duygusu sağlar.
Birçok insan bugünden araçlarını yaşam tarzlarının bir parçası olmaktan çıkartıyor, sigorta şirketleri sigorta primleri ile uğraşırken yeni bir meydan okumayla da karşı karşıya kalıyorlar. Çeyrek milyondan fazla kişiye iş sağlayan, 220 milyar dolarlık bir sektör için hiç kuşkusuz önemli bir tehdit.
Yine de teknolojisinin otomobil sigortalarını ortadan kaldırması göründüğü kadar yakın olmayabilir. Araçların çalışması için uzun yıllar daha sürücülere gereksinim olacaktır ve araçların tekerlekleri döndüğü sürece de sigortaya ihtiyaçları olacaktır. İnsan hatası kazalarda önemli bir faktör olmaya devam edecektir. Hırsızlık, doğa eylemleri ve teknolojik aksaklıklar gibi risklere karşı sigortaya olan talep, otomobillerin kendi sürüşlerini yaptığı bir dünyada bile devam edecektir.
Kaynak:
Insurancethoughtleadership.com internet sitesinde “Will Technology Kill Auto Insurance?” başlığıyla yayınlanmış olan yazının Türkçe çevirisidir.
http://insurancethoughtleadership.com/will-technology-surance-industry/

Sigorta sektöründe ürün yönetimi, underwriting ve dijital pazarlama alanlarında çalıştı. Halen BNP Paribas Cardif Türkiye‘de Ürün Yönetimi Müdürü olarak görev yapmaktadır.