Sigortacılıkta Paylaşım Ekonomisi: P2P Sigorta

Tahmini Okuma Süresi: 3 dakika

Türkiye’de sigortacılık sektörü yüksek suistimal, düşük penetrasyon ve zarar eden yapısıyla (teknik sigortacılık tarafında) devamlı şekilde gündemde yer alan; kamu, STK ve diğer paydaşlarca bu problemlere bulunan çözümlerin ise genellikle bir tarafı memnun ederken diğer yanda mağduriyet oluşturduğu kaotik bir yapıya sahiptir.

Burada bir anlaşma/akit olarak, sorunun kaynağındaki sigorta sözleşmesinin bu tarz problemlere neden gebe olduğuna ve mevcut yapıda çözüme nasıl ulaşılabileceğine iki başlık altında değinilecektir.


Belirsizlik Sigortalı ile Sigorta Şirketi Arasında Güven Ortamının Tesisini Engelliyor!

Öncelikle, diğer birçok sözleşmeden farklı olarak sigorta sözleşmesinde verilen prim neticesinde alınacak hizmet belirsizlik arz etmektedir. Hasar olması halinde mağdur poliçede yazan teminat kadar bir tazmine hak kazanmakta aksi takdirde yenileme poliçesindeki cüzzi hasarsızlık indirimi dışında hiçbir karşılık alamamaktadır.

Bununla birlikte, sigorta şirketleriyle yapılan sigorta anlaşması ve karşılığında alınan poliçe neticesinde tahakkuk eden primin en azından peşinatının sigorta şirketine ödenmesi gerekmekte; aksi takdirde sigorta teminatı başlamamakta bir başka ifadeyle sigortalının üzerinde taşıdığı riskin sigorta şirketine devri gerçekleşmemektedir (bu durumun nakliyat sigortası ve zorunlu poliçeler gibi bazı istisnaları mevcuttur).

Özetle, prim tahsili sonrası hasar oluşmaması durumunda tek taraflı bir şekilde tüm prim sigorta şirketine kalmaktadır. Diğer taraftan hasar olması durumunda sadece mağdurlar bu süreçten kazançlı çıkmaktadır. Sigortanın işleyiş mantığında doğru olarak değerlendirebileceğimiz bu süreç esasında her iki durumda da tek taraflı zenginleşmenin, suistimallerin ve gereksiz harcamaların önünü açmaktadır. Bu durum ise sigortalı ile sigorta şirketi arasında güven ortamının tesisini engellemektedir.


Rekabet Poliçe Priminde Değil, Vade Bitimindeki İade/İndirim Üzerine Olmalı!

Çözüm bireylerin performanslarına göre değerlendirildiği ve esasında poliçenin ilk tanzim aşamasından ziyade hasarsızlık performansına göre poliçe bitişinde iade/indirim tutarının büyüklüğü üzerine sigorta şirketleri arası rekabetin oluştuğu bir yapı olacaktır. Ancak bireysel hasarsızlığa göre iade indirim yapılmasının önündeki en büyük engel sigorta şirketlerinin büyük sayılar kanunu ve sermaye yeterlilik gibi sebeplerle yaşayacağı finansal zorluklardır. Bu problemin çözümü ise aşağıda özetlenmiştir.

İkincil olarak sigorta şirketlerinin poliçe primi olarak verebileceği en düşük fiyat teklifi bireysel risk göstergelerine dayanılarak oluşturulmakta fakat hasarsızlığa bağlı en düşük poliçe primi bile hasarsız sigortalılar üzerinde büyük külfet oluşturabilmektedir. Bunun en önemli nedenlerinden biri de sigorta sektörünün risk analizinde kullandığı fakat tüm bireylere matematik denkleminde aynı statüyü veren büyük sayılar kanunu ve bu kanunun grup içerisindeki bireylerin ortak menfaate yönelik tutumlarını göz ardı eden yapısıdır.


Arkadaş, Aile Gibi Grupların Ortak Menfaati, Bireysel Menfaatten Üstündür!

Grup içerisindeki bireylerin ortak menfaatleri derken, insanın kendisi için menfaat oluşturan bir olgudan tek taraflı şekilde vazgeçebilmesi veya menfaatin minimize edilmesi ancak bu menfaatin mağdurun sevdiklerine zararının oluşması durumunda söz konusu olabilmektedir. Büyük sayılar kanunu uyarınca herkesin sigorta şirketine direkt menfaat muhatabı olduğu bir yapıda bu davranış yapısı söz konusu olmamakta, bireysel menfaat yolunda her türlü fırsat değerlendirilmektedir. Bu durum suistimalleri, hasar ödemelerini ve gereksiz harcamaları arttırmaktadır.

Dünyada son donemde yayılan P2P (peer to peer) sigortacılık modeli, bireyleri tekil olarak değerlendirmek yerine onları aileleri, arkadaşları, sevdikleri içerisinde değerli bir birey olarak varsaymakta ve aile, arkadaş gibi grupların hasarsızlık performansına göre grup üyelerine geri dönüş sağlayan (iade, indirim olarak) bir yapı oluşturmaktadır. Dünyada P2P modelli şirketler bu yapıyla prim tutarının %40’lara varan kısmını sigortalılara iade edebilmektedir. Yine, sigortacılıkta trend olan paylaşım ekonomisi ve Z kuşağının beklentilerine cevap veren yapılarıyla bu şirketler milyar dolarlarla ifade edilen yatırımlar almaktadır.


P2P Sigortacılık Modelinin Türkiye’deki İlk Örneği; Wigorta

 

Wigorta bu çerçevede Türkiye’deki sigortacılık mevzuatı ile mevcut yapı gözetilerek sigortacılık ve yazılımda tecrübeli bir ekip tarafından başlatılan ilk insurtech P2P start-up projesidir. İTÜ Çekirdek Kuluçka Merkezi bünyesindeki girişimimiz; aile, arkadaş gibi grup bireylerinin bir araya gelerek uygun fiyata sigorta hizmeti satın almalarını sağlamak için paylaşım ekonomisini merkeze koyan misyonuyla, ülkemiz sigortacılığında değer oluşturacak dijital bir platform üzerine çalışmalarına devam etmektedir.


Wigorta Web Sitesi

Wigorta Linkedin Sayfası

Arif Acar

Havacılık, İletişim ve Sigortacılık sektörlerinde yazılım geliştirme uzmanı olarak çalıştı. P2P insurtech girişimi Wigorta’nın kurucu ortağıdır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir