Türkiye sigorta gündeminde bu hafta, emeklilik reformları ve düzenleyici güncellemeler öne çıktı. İstanbul’da düzenlenen OECD/IOPS Özel Emeklilik Forumu, Türkiye’nin 22 yıllık BES deneyimini küresel ölçekte gündeme taşırken, sistemin Tamamlayıcı Emeklilik reformuna hazır olduğu vurgulandı. Resmî Gazete’de yayımlanan düzenlemeyle nükleer risk sigortasında taşıyıcılara sorumluluk devri imkânı getirildi. TÜİK verileri, konut sigortasında aylık %3,95’lik artışla prim baskısının sürdüğünü gösterdi. Ayrıca devlet destekli alacak sigortasında KOBİ ciro limiti 1 milyar TL’ye çıkarılırken, KDK’nın DASK uygulamasına yönelik kararı, mükerrer poliçelere ilişkin düzenleme ihtiyacını yeniden gündeme taşıdı.
Türkiye’nin Emeklilik Sistemi Küresel Gündemde: 22 Yıllık Tecrübeyle Reformlara Hazır
İstanbul’da OECD, IOPS, SEDDK ve Emeklilik Gözetim Merkezi iş birliğiyle düzenlenen “OECD/IOPS Özel Emeklilik Küresel Forumu”, Türkiye’nin bireysel emeklilikteki iki on yılı aşkın tecrübesini uluslararası arenaya taşıdı. Forumun açılışında SEDDK Başkan Yardımcısı Hande Hatunoğlu Kurtulan, Bireysel Emeklilik Sistemi’nin (BES) gelişim sürecini ve sistemin toplumsal etkisini değerlendirdi. Kurtulan, 18 milyon katılımcı sayısına ulaşan BES’in, 2017’de devreye giren Otomatik Katılım Sistemi (OKS) ile önemli bir ivme kazandığını belirtti. 2021’de 18 yaş altı bireylerin de sisteme dahil edilmesiyle kapsayıcılığın arttığını ifade eden Kurtulan, bu yapının Türkiye’yi Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi reformuna hazır hale getirdiğini vurguladı.
Kurtulan, emeklilik fonlarının önümüzdeki yıllarda Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’nın yaklaşık yüzde 10’una ulaşmasının beklendiğini ve anüite ürünlerinin bu süreçte özel bir önem taşıdığını aktardı. Emeklilerin büyük bölümünün birikimlerini toplu olarak çektiğini belirten Kurtulan, düzenli gelir sağlayan anüite ürünlerinin hem bireylerin uzun vadeli finansal güvenliğini artıracağını hem de tasarrufların ekonomide kalmasına katkı sağlayacağını ifade etti. Bu yaklaşımın, sürdürülebilir bir emeklilik mimarisi için kritik bir adım olduğu değerlendiriliyor.
Forumda OECD Finansal ve Kurumsal İşler Direktörü Carmine Di Noia, Türkiye’nin emeklilik sistemlerinin düzenlenmesi ve fon yönetişimi alanında aktif bir rol üstlendiğini belirtti. IOPS Başkanı Astrid Ludin ise yaşlanan nüfus ve uzun ömür riski gibi küresel eğilimlerin altını çizerek, kamu ve özel sektörün birlikte çalışmasının önemine değindi. Tüm bu değerlendirmeler, Türkiye’nin emeklilik sisteminin yalnızca ulusal ölçekte değil, küresel düzeyde de örnek bir konum kazandığını gösteriyor. [1]
Nükleer Risk Sigortasında Yeni Dönem: Taşıyıcıya Sorumluluk Devri Mümkün Hale Geldi
Nükleer risklerin sigortalanmasına ilişkin mevzuatta önemli bir değişiklik yapıldı. Resmî Gazete’de yayımlanan düzenlemeye göre, nükleer tesis işleten tüzel kişiler, nükleer maddelerin taşınmasına dair sigorta yaptırma veya teminat gösterme yükümlülüğünü, Nükleer Düzenleme Kurumu’nun (NDK) onaylaması şartıyla taşıyıcılara devredebilecek. Böylece taşımaya ilişkin sorumluluk, uygun sigorta ve teminat belgeleri sunulması koşuluyla, işleten yerine taşıyıcı tarafından üstlenilebilecek.
Yeni düzenlemeye göre, devrin geçerli olabilmesi için taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunması, taşıyıcının bu yükümlülüğü devralmayı açıkça talep etmesi ve nükleer zararlardan dolayı işleten sıfatıyla sorumlu olacağını beyan etmesi gerekiyor. Ayrıca, sigorta veya teminat belgeleriyle birlikte NDK’nın talep edeceği diğer bilgi ve belgelerin kuruma sunulması şartı aranacak. Kurum tarafından onaylanan dosyalar sonucunda, sigorta yaptırma yükümlülüğü resmen taşıyıcıya devredilebilecek.
Öte yandan, Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu kapsamında merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri ile sermayesinin tamamı kamuya ait olan ve Nükleer Tesislere İlişkin Yetkilendirmeler Yönetmeliği çerçevesinde faaliyet gösteren araştırma reaktörleri, sigorta yaptırma ve teminat gösterme yükümlülüğünden muaf tutulacak. Bu değişiklik, hem özel hem kamu nükleer tesislerinde risk yönetimi ve sigorta süreçlerine esneklik kazandırırken, taşımaya ilişkin sorumlulukların daha net bir yasal çerçeveye oturtulmasını sağlıyor. [2]
Konut Sigortasında Aylık %3,95 Artış: TÜFE Verileri Sigorta Primlerindeki Fiyat Baskısını Gösteriyor
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Ekim 2025 Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verilerine göre, sigorta kalemleri enflasyonist baskılardan doğrudan etkilenmeye devam ediyor. Ekim ayında konut sigortası fiyatları bir önceki aya göre %3,95, bir önceki yılın aynı ayına göre ise %36,08 oranında arttı. Oto sigortaları yıllık bazda %30,43 artış gösterirken, sağlık sigortasında yıllık artış %30,31 olarak kaydedildi. Bu tablo, sigorta sektöründe özellikle konut ve motorlu araç sigortalarında maliyet baskısının sürdüğünü ortaya koyuyor.
TÜFE genel endeksi Ekim ayında aylık %2,55, yıllık ise %32,87 artış gösterdi. Ana harcama gruplarından gıda ve alkolsüz içeceklerde %3,41, ulaştırmada %1,07 ve konutta %2,66’lık artış yaşandı. Sigorta kalemlerinin bu artış oranlarının üzerinde seyretmesi, özellikle konut sigortası primlerinin genel enflasyona kıyasla daha hızlı yükseldiğini işaret ediyor. Uzmanlara göre, artan inşaat maliyetleri, yeniden değerleme oranları ve doğal afet riskleri konut sigortası fiyatlamasında etkili olmaya devam ediyor.
Özel kapsamlı TÜFE göstergesi ise yıllık bazda %32,52 artarken, işlenmemiş gıda, enerji, alkollü içkiler, tütün ve altın hariç endekste aylık artış %2,43 oldu. TÜİK verilerine göre, endekste yer alan 143 temel başlıktan 118’inde artış yaşandı. Bu kapsamda sigorta sektörünün enflasyonun yapısal unsurlarından biri haline geldiği, fiyat hareketlerinin hem maliyet hem de risk yönetimi açısından yakından izlenmesi gerektiği değerlendiriliyor. [3]
KOBİ’ler İçin Yeni Dönem: Devlet Destekli Alacak Sigortasında Ciro Limiti 1 Milyar TL’ye Yükseltildi
Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK), devlet destekli ticari alacak sigortası sistemine ilişkin önemli bir değişikliğe gitti. Resmî Gazete’de yayımlanan yeni tebliğle, sigorta kapsamına alınacak küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ) ciro limiti 500 milyon TL’den 1 milyar TL’ye yükseltildi. Bu adımla, alacak sigortası sistemi hem güncellenen ekonomik koşullara hem de genişleyen KOBİ ekosistemine uyumlu hale getirildi.
Bu değişiklik, geçtiğimiz yaz yapılan ve KOBİ tanımını yeniden şekillendiren düzenlemenin doğal bir devamı niteliğinde. Artık net satış hasılatı veya mali bilanço üst sınırı 1 milyar TL olan işletmeler de KOBİ statüsünde değerlendiriliyor. Böylece, devlet destekli alacak sigortasının sunduğu güvence kapsamı genişletilerek, daha fazla işletmenin ticari risklere karşı koruma sağlamasının önü açılmış oldu.
Yeni uygulamayla birlikte, vadeye göre belirlenen prim katsayıları, azami teminat tutarları ve alıcı başına azami alıcı limiti de yeni tanıma göre güncellendi. Vadeli satışlardan elde edilen ciro dikkate alınarak alıcı başına azami limit 4 milyon 500 bin TL’ye çıkarıldı. Bu güncelleme, KOBİ’lerin ticari alacak risklerini yönetmede daha güçlü bir finansal koruma mekanizmasına erişimini sağlayacak. [4]
Aynı Eve İki Sigorta Olur mu? KDK’dan Hakkaniyet Vurgusu
Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK), zorunlu deprem sigortası (DASK) uygulamasında uzun süredir tartışma konusu olan “mükerrer poliçe” sorununa ilişkin önemli bir karar yayımladı. İstanbul’da aynı konut için iki ayrı DASK poliçesi düzenlenmesi üzerine yapılan başvuruyu inceleyen KDK, mevcut sigorta sisteminin güncellenmesi gerektiğini belirtti. Kurum, konut satışlarında eski malikin poliçesinin iptali ve kullanılmayan primin iadesine ilişkin işlemlerin yeniden değerlendirilmesini tavsiye etti.
Olayda, 2024 yılında evine DASK yaptıran bir vatandaş, ertesi yıl konutunu banka kredisiyle alan yeni sahibine sattı. Kredi işlemi kapsamında aynı ev için ikinci bir DASK poliçesi oluşturuldu. Böylece aynı konut için iki farklı poliçe yürürlüğe girdi. İlk poliçeyi yaptıran eski ev sahibi, kullanılmayan primin iadesini talep etti ancak talebi reddedilince Kamu Denetçiliği Kurumu’na başvurdu. Kurum, başvuruyu haklı bularak Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) ile Doğal Afet Sigortaları Kurumu’na (DASK) yeni bir düzenleme önerisinde bulundu.
Kararda, mevcut uygulamanın “hakkaniyet ilkesiyle bağdaşmadığı” ve “çağın hızlı, dijital ve değişken dinamiklerine uyum sağlayamayacak kadar eski” olduğu vurgulandı. KDK, aynı konuta ait mükerrer sigortaların hem vatandaş açısından mağduriyet yarattığını hem de sistemin güvenilirliğini zedelediğini belirterek, DASK poliçelerinin mülkiyet değişimi süreçlerine uygun şekilde güncellenmesi gerektiğini bildirdi. [5]
Kaynak:
[2] AA – Nükleer risklere ilişkin sorumluluk sigortası yönetmeliğinde değişiklik
[3] TÜİK – Tüketici Fiyat Endeksi, Ekim 2025
[5] CNNTÜRK – Sigorta düzenlemelerinde güncelleme çağrısı: Aynı konuta iki deprem sigortası olur mu?



