Bu hafta sigorta sektöründe hem regülasyon hem de piyasa dinamikleri açısından önemli gelişmeler yaşandı. SEDDK, özel sağlık sigortalarında ömür boyu yenileme garantisi ve bekleme sürelerine ilişkin köklü değişikliklerle 2026’da başlayacak yeni dönemin çerçevesini çizdi. Bireysel Emeklilik Sistemi’nde (BES) 2026 için 18,4 milyon katılımcı hedefi açıklanırken, Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi’nin kurulacağı tarih de netleşti. Allianz Trade’in yayımladığı rapor, küresel iflasların 2026’ya kadar artacağını, ancak Türkiye’de iflas hızının 2026 itibarıyla yavaşlayacağını ortaya koydu. Türkiye Sigorta Birliği (TSB) ise sektörün 2030 vizyonunu paylaşarak, 45 milyar dolarlık prim üretimi hedefiyle Türk sigorta pazarını dünya sıralamasında ilk 20’ye taşımayı amaçladığını duyurdu.
Özel Sağlık Sigortasında Yeni Dönem
Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK), özel sağlık sigortalarında köklü bir dönüşümü başlatıyor. 1 Ocak 2026’da yürürlüğe girecek yeni düzenleme, ömür boyu yenileme garantisi, bekleme süreleri ve şirketler arası geçiş süreçlerinde önemli değişiklikler getiriyor. 20 Ekim 2025’te Resmî Gazete’de yayımlanan yönetmelik değişikliği, sektörün en çok tartışılan alanlarından biri olan sigortalı haklarının standardizasyonu konusunda yeni bir sayfa açıyor.
Yeni düzenlemeye göre, sigorta şirketlerinin farklı koşullarla uyguladığı ömür boyu yenileme garantisi artık tek bir çerçevede tanımlanacak. Üç yıl kesintisiz sigortalı olan ve bu dönemde tazminat/prim oranı yüzde 80’in altında kalan herkes bu haktan yararlanabilecek. Ayrıca poliçe başlangıcında 60 yaşını aşmamış tüm vatandaşlar için bu seçenek zorunlu hale geliyor. Sigortalılar, bu hakkı kazandıktan sonra merkezi sistem üzerinden diledikleri sigorta şirketine geçiş yapabilecek.
Düzenleme, sigortalı lehine getirilen önemli bir yeniliği de içeriyor: bekleme süreleri artık yalnızca ilk poliçe döneminde uygulanacak. Yenileme dönemlerinde ya da şirket değişimlerinde bekleme süresi sıfırlanmayacak, önceki sigortalılık dönemi korunacak. Böylece sigortalıların yıllarca emek vererek kazandıkları haklar, şirket değişikliklerinde kaybolmayacak. Yeni dönemde bilgilendirme süreçleri de sıkılaştırılarak, sigortalıların teminat kapsamı ve fiyatlandırma gibi kritik konularda daha şeffaf biçimde bilgilendirilmesi zorunlu hale getirildi [1].
BES’te Yeni Hedef: 18,4 Milyon Katılımcı ve Güçlü Tasarruf Dönemi
BES, önümüzdeki dönemde katılımcı sayısı ve fon büyüklüğünde yeni bir eşiğe hazırlanıyor. 2026 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’ne göre, BES katılımcı sayısının bu yıl sonunda 17 milyon 850 bine, gelecek yıl ise 18 milyon 400 bine ulaşması hedefleniyor. Program, finansal sistemin gelişimini desteklemek amacıyla 2025 yılı için 306,2 milyar lira olan ödeneği 2026’da 359,3 milyar liraya çıkarıyor.
Plan, sadece katılımcı sayısındaki artışı değil, tasarruf bilincinin toplum genelinde güçlenmesini de hedefliyor. Bu kapsamda, finansal okuryazarlığın artırılması, uzun vadeli tasarruf araçlarının yaygınlaştırılması ve sistemin daha cazip hale getirilmesi amaçlanıyor. Ayrıca kişi başına prim üretiminin 2028 yılına kadar 23 bin lirayı aşması öngörülüyor.
Yeni dönemde, BES ve Otomatik Katılım Sistemi (OKS) entegre edilerek işveren katkısını da içeren Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi’nin (TES) 2026’nın ikinci çeyreğinde hayata geçirilmesi planlanıyor. Bununla birlikte, sistemden kısmen ödeme alınabilecek durumlar bedelli askerlik ve hac ibadeti gibi yeni alanları kapsayacak şekilde genişletilecek. Gençlerin sisteme dahil olmasını teşvik etmek amacıyla 25 yaş altı üniversite öğrencilerine özel uygulamalar da devreye alınacak [2].
Türkiye’de İflas Hızı 2026’da Yavaşlayacak: Küresel Baskılara Rağmen Dengeli Seyir
Allianz Trade’in “Global Insolvency Outlook 2026-27” raporuna göre, dünya genelinde ticari iflaslar beşinci yıl üst üste artış gösterirken, Türkiye’de 2026 itibarıyla daha dengeli bir tablo bekleniyor. Raporda, ABD’nin artan gümrük vergileri ve küresel ticaretteki rota değişimlerinin iflasları tetiklediği, ancak Türkiye’nin bu dalgadan sınırlı ölçüde etkilendiği belirtiliyor. 2025 yılında ülkemizde iflasların yüksek hızla artacağı öngörülse de, 2026’dan itibaren bu artış hızının kademeli olarak düşmesi bekleniyor.
Türkiye ekonomisinde konkordato anlaşmalarının iflaslardan iki kat fazla olması, şirketlerin borç yapılandırma yoluyla ayakta kalma çabalarını gösteriyor. Rapora göre, yüksek faiz oranları ve sıkı finansman koşulları özellikle sermaye yoğun sektörlerde (inşaat, otomotiv gibi) zorluk yaratmayı sürdürecek. Buna rağmen, işletmelerin ihracat pazarlarını çeşitlendirme eğilimi ve üretim esnekliği, iflas oranlarını sınırlayıcı bir faktör olarak öne çıkıyor.
Allianz Trade CEO’su Aylin Somersan Coqui, küresel ticaret savaşlarının etkilerinin 2026’ya kadar devam edebileceğini, ancak Türkiye gibi bölgesel üretim merkezlerinin bu süreçte dayanıklılığını koruyabileceğini ifade ediyor. Raporda ayrıca, yapay zekâ yatırımları ve dijital dönüşüm hızının bazı sektörlerde “yeni riskler” yaratabileceği, ancak aynı zamanda Türk şirketleri için verimlilik artışı yoluyla koruyucu bir kalkan işlevi görebileceği değerlendirmesi yer alıyor [3].
Türk Sigorta Pazarı Hızla Yükseliyor: 2030 Hedefi 45 Milyar Dolar
Türkiye Sigorta Birliği (TSB), Türk sigorta sektörünün 2025 sonunda 1,2 trilyon TL prim üretimini aşarak 26 milyar dolar seviyesine ulaşacağını, 2030 yılına kadar ise 45 milyar dolarlık büyüklükle dünya sıralamasında ilk 20’ye girmeyi hedeflediğini açıkladı. Sektör, bu performansla 2025 sonunda Tayland’ı geride bırakmayı, uzun vadede ise Meksika’nın bulunduğu seviyeye ulaşmayı planlıyor. TSB verilerine göre, 2025 Ocak–Eylül döneminde 856,8 milyar TL prim üretimi gerçekleşti ve sektör bir önceki yıla göre yüzde 50’nin üzerinde büyüme kaydetti.
Yılın ilk dokuz ayında en yüksek büyüme hayat ve sağlık branşlarında yaşandı. Hayat sigortalarında yüzde 81, sağlık sigortalarında ise yüzde 61’lik artış dikkat çekti. TSB Yönetim Kurulu Üyesi Neslihan Neciboğlu, sektörün aktif büyüklüğünün 3 trilyon TL’ye yaklaştığını, 2025’in ilk yarısında 218 milyar TL hasar ödemesi yapıldığını ve teknik kârlılığın yüzde 72 oranında arttığını belirtti. Bu göstergeler, hem finansal dayanıklılığın hem de operasyonel verimliliğin sektör genelinde güçlendiğini ortaya koyuyor.
TSB Başkan Yardımcısı Ahmet Yaşar, sigorta farkındalığının hâlâ düşük olduğunu vurgulayarak, sigortalılık oranlarının artırılması gerektiğini ifade etti. Türkiye’de trafik sigortasında oran yüzde 80’lerde seyrederken, kaskoda yüzde 25, konut sigortalarında ise yüzde 25 civarında bulunuyor. Zorunlu deprem sigortasında bile sigortalılık oranı yüzde 60 seviyelerinde. Yaşar, “Zorunlu Afet Sigortası gibi uygulamaların yaygınlaşmasıyla bu farkındalığı artırabiliriz. Hedefimiz sadece prim büyüklüğünü değil, sigortalanma bilincini de geliştirmek” dedi [4].
Kaynak:
[1] SEDDK – Özel sağlık sigortaları yönetmeliğinde değişiklik yapılmasına dair yönetmelik
[2] TRT Haber – BES’te 18,4 milyon katılımcı hedefi
[3] Allianz – Global Insolvency Outlook 2026-27
[4] Hürriyet – Sigortacılar çıtayı yükseltti 45 milyar dolarlık hedef koydu



