Sigortacılıkta Küresel Trendler ve Türkiye İçin Fırsatlar

Yeni nesil sigortacılık artık gündemin merkezinde. Gelişmiş pazarlar uzun süredir teknolojiyi, hukuki düzenlemeleri ve müşteri odaklı ürünleri öne çıkarıyor. Gelişmekte olan ülkeler ise bu uygulamaları izleyerek kendi pazarlarında yeni ürünler ve altyapılar kurmaya çalışıyor.

Türkiye, hızla büyüyen sigorta pazarı ve artan regülasyon çeşitliliğiyle küresel deneyimleri kendi dinamiklerine uyarlamak için güçlü bir potansiyele sahip. Genç nüfus, yüksek teknoloji adaptasyonu ve yaygın internet kullanımı, birçok yeni uygulamanın hayata geçmesi için elverişli bir zemin sunuyor.

Bu yazıda, dünya hayat dışı sigortacılığında öne çıkan uygulamalara bakacak ve Türkiye için çıkarabileceğimiz önerileri değerlendireceğiz.


Küresel Sigortacılıkta Ana Trendler

Sigortacılık bugün teknolojik gelişmelerin, müşteri beklentilerinin ve küresel risklerin etkisiyle hızla dönüşüyor. Dijitalleşme, yapay zekâ, sürdürülebilirlik ve yeni risk alanları sektörün geleceğini belirlerken, hukuki düzenlemeler de bu değişime ayak uydurmaya çalışıyor. Dünyada öne çıkan eğilimleri şöyle özetleyebiliriz:

Otonomi, Dijitalleşme ve Yapay Zekâ: ABD ve Avrupa’da hasar yönetimi artık büyük ölçüde otomasyon, blok zinciri ve yapay zekâ tabanlı işliyor. Lemonade gibi insurtech şirketleri fotoğraf tabanlı hasar tespitiyle ödemeleri dakikalar içinde yapabiliyor Avrupa’da ise Swiss re’nin geliştirdiği iptiQ, müşteri deneyimine odaklanan başarılı bir örnek sunuyor.

Müşteri Deneyimi: ABD, İngiltere ve Fransa’da yaygınlaşan self servis mobil uygulamalar, sigortalıların poliçelerini yönetmesini ve hasar sürecini anlık takip etmesini kolaylaştırıyor.

Sürdürülebilirlik: İklim değişikliğiyle birlikte yeşil ürünler, karbon ayak izine duyarlı poliçeler ve yenilenebilir enerji yatırımlarına özel teminatlar giderek daha fazla öne çıkıyor.

Yeni Riskler: Otonom ve elektrikli araçlar, siber saldırılar ve paylaşım ekonomisi, sigorta şirketlerini yeni ürünler geliştirmeye zorluyor.

Mevzuat: Almanya, Polonya, İrlanda ve ABD gibi ülkelerde teknolojik gelişmelerin hızına, çoğu zaman hukuki düzenlemeler yetişemiyor [1].


Dünyada Öne Çıkan Sigortacılık Uygulamaları

Küresel trendler, farklı ülkelerde uygulamaya alınan modellerle somutlaşıyor. Avrupa, ABD ve Asya’da öne çıkan örnekler yalnızca sigortacılığın dönüşümünü gözler önüne sermiyor, aynı zamanda Türkiye için de ilham verici bir örnekler sunuyor.

Avrupa – Baremo Sistemi: İspanya ve İtalya’da trafik kazalarında tazminatların standardize edilmesi için “barem tablosu” kullanılıyor. Bu yöntem, mağdurların tazminatlarının objektif ölçütlere göre hesaplanmasını sağlıyor, yargı süreçlerini hızlandırıyor ve sigorta şirketleri için öngörülebilirliği artırıyor. Türkiye’de uzun süredir tartışılan tazminat hesaplama sorunlarına çözüm getirebilecek önemli bir örnek olarak öne çıkıyor [2].

Avrupa – Yapay Zekâ ile Suistimal Tespiti: Avusturya, Almanya, İsviçre ve İngiltere’de suistimal tespitinde yapay zekâ yoğun şekilde kullanılıyor. Ses tanıma, görüntü işleme ve veri madenciliği ile hasar dosyalarındaki anormallikler hızla belirleniyor. Bu sayede sahtekârlık oranları %20’ye kadar düşüyor hem maliyetler azalıyor hem de müşteri memnuniyeti artıyor [3]. 

ABD – Kullanım Bazlı Sigorta: Sürücülerin hız, ani fren ve gece yolculuğu gibi davranışları telematik cihazlarla ölçülüyor, primler bu verilere göre belirleniyor. Bu sistem daha adil fiyatlama sağlıyor, güvenli sürüşü teşvik ediyor ve kazaların azalmasına katkı yapıyor. Robotaxi ve araç paylaşım platformlarıyla daha da çeşitlenen modelde ayrıca ürün sorumluluğu, yazılım kaynaklı riskler ve kullanıcı-üretici sorumluluk paylaşımı gibi konular tartışılıyor.

ABD – Afet Sigortaları: ABD’de afet riskleri kamu-özel iş birliğiyle yönetiliyor. FEMA destekli reasürans programları kasırga, sel ve deprem gibi büyük risklerde devreye girerken, felaket tahvili piyasaları bu riskleri sermaye piyasalarına aktarıyor. Böylece yüksek maliyetli felaketlerin toplumsal etkileri hafifliyor ve sektör daha sürdürülebilir hale geliyor [4].

Asya – Japonya: Yaşlı nüfusa yönelik özel sağlık ve bakım sigortaları, bakım evleri, evde bakım hizmetleri ve tele-sağlık çözümlerini kapsıyor. Yapay zekâ destekli teşhis ve dijital reçete uygulamaları sigortalılar için büyük kolaylık sağlıyor.

Asya – Çin: Alipay ve Wechat gibi dijital platformlardan satılan mikro sigortalar, milyonlarca kullanıcıya günlük birkaç cent karşılığında hayat, sağlık veya kargo sigortası sunuyor. Bu gömülü sigorta modelleri, düşük maliyetle geniş kitlelere ulaşma imkânı sağlıyor [5].

Asya – Hindistan: Kırsal bölgelerde sigorta bilincinin düşük olması nedeniyle mikro sigortacılık öne çıkıyor. Tarım, sağlık ve günlük hayat risklerini kapsayan ürünler düşük primlerle sunuluyor. Böylece düşük gelir grupları da sisteme dahil edilerek risk paylaşımı genişletiliyor.


Türk Sigortacılığında Mevcut Durum ve Uygulanabilir Modeller

Türkiye’de sigorta penetrasyonu, gelişmiş ülkelere kıyasla hâlâ düşük seviyede. Sektörün büyümesi büyük ölçüde enflasyonun etkisiyle artan araç ve konut satışlarına dayanıyor. Son yıllarda ise sağlık sigortaları prim bazlı güçlü bir ivme yakaladı.

Buna rağmen sektör, dijitalleşme, yeni ürün geliştirme ve sigortalı sayısını artırma konularında önemli boşluklar barındırıyor. DASK yalnızca deprem riskine karşı temel bir koruma sunuyor; ancak iklim değişikliğiyle birlikte artan afet çeşitliliği, yeni ürünlerin geliştirilmesini zorunlu kılıyor.

Elektrikli ve otonom araçlar da henüz olgunlaşmamış bir risk havuzu yaratıyor. Öte yandan hasar ödeme süreçlerinin uzunluğu ve şeffaflık eksikliği müşteri güvenini zedeliyor. Bu noktada dijital uygulamaların yaygınlaşması, şeffaflık ve hızlı hizmet anlayışı müşteri memnuniyetini yeniden inşa edebilir. Son olarak, mobil cihazların yoğun kullanımı hem yeni ürünlerin yaygınlaşması hem de sigortacılığın dijital kanallara kayması için önemli bir fırsat sunuyor.

Türk sigorta sektörünü güçlendirmek için yalnızca mevcut sorunları tespit etmek yetmez; aynı zamanda uygulanabilir adımları da net biçimde ortaya koymak gerekir. Bu öneriler iki ana başlık altında toplanabilir: politika ve ürünlere yönelik adımlar ile teknoloji ve dijitalleşmeye dayalı çözümler.

A. Politika ve Ürün Odaklı Öneriler

(i) Baremo Sistemi: İspanya’daki uygulamaya benzer şekilde, tazminatların objektif kriterlere göre hesaplanmasını sağlayacak tablolar Türkiye’de de uygulanabilir. Böyle bir sistem dava yükünü azaltacak, mağdurların haklarına daha hızlı erişmesini sağlayacak ve sigorta şirketlerinin öngörülebilirliğini artıracaktır.

(ii) Sürücü Tabanlı Sigortalar: ABD’de kullanılan telematik tabanlı ürünler Türkiye için de uygulanabilir. Bu model güvenli sürüşü teşvik edecek, agresif sürücüler için daha yüksek primlerle adil bir fiyatlama sunacak ve şirketler için değerli bir veri seti oluşturacaktır.

(iii) Otonom Araçlar ve Mobilite: Otonom ve yarı otonom araçların trafikte yer almaya başlamasıyla mevcut mevzuatın yetersiz kalması muhtemeldir. Kullanım bazlı poliçeler ve yeni sorumluluk düzenlemeleri bu alanda hazırlık yapılmasını mümkün kılacak, ayrıca scooter kiralama ve araç paylaşımı gibi mobilite çözümleri için uygun ürünler geliştirilerek sektöre katkı sağlayacaktır.

(iv) Bireysel Sorumluluk Sigortaları: Batı Avrupa’da yaygın olan günlük hayat risklerini kapsayan sorumluluk poliçeleri Türkiye’de de geliştirilebilir. Böylece ev kazaları veya komşuya verilen zarar gibi gündelik riskler güvence altına alınacak, sigorta bilinci daha geniş kitlelere yayılacaktır.

(v) Afet Risk Havuzu: DASK yalnızca depremleri kapsıyor, ancak iklim değişikliği çoklu afet riskini artırıyor. Sel, fırtına ve yangın gibi riskleri de içerecek ulusal bir afet havuzu oluşturulabilir; bu sayede mali yük daha dengeli dağılacak ve sigortalılık oranı artacaktır.

B. Teknoloji ve Dijitalleşme Odaklı Öneriler

(i) Veri Analitiği ve Açık Sigortacılık: İngiltere’deki “açık sigortacılık” yaklaşımı Türkiye’ye de uyarlanabilir. Böylece şirketler ve kamu kurumları arasında veri paylaşımı artacak, rekabet güçlenecek ve sigortalılar için daha adil fiyatlama sağlanacaktır. Bu çerçevede bir sigorta veri ofisi kurulması, sektörün tehdit ve sorunlu alanlarını tespit etmesine ve daha sağlıklı kararlar almasına katkı sağlayacaktır.

(ii) Fotoğraf ve Video Tabanlı Hasar Yönetimi: Yapay zekâ ile fotoğraf ve video analizi hasar süreçlerinde uygulanabilir. Sigortalılar cep telefonlarıyla araç hasarlarını sisteme yüklediğinde tazminat ödemeleri dakikalar içinde yapılacak, bu da maliyetleri düşürürken müşteri memnuniyetini artıracaktır.

(iii) Blok Zinciri Tabanlı Poliçe ve Ödeme Altyapısı: SBM öncülüğünde blok zinciri tabanlı bir altyapı kurulabilir. Bu sayede poliçe düzenleme, reasürans ve tazminat ödemelerinde şeffaflık sağlanacak, suistimal riskleri azalacak ve sektörün güvenilirliği güçlenecektir.

(iv) Gömülü Sigorta Modelleri: Alışveriş, seyahat ve bankacılık işlemlerine gömülü mikro sigorta ürünleri Türkiye’de yaygınlaştırılabilir. Böylece düşük maliyetle geniş kitlelere ulaşılacak, sigortalılık oranı artacaktır.

(v) IoT ve Telematik Ürünler: Araçlara, evlere ve tesislere yerleştirilecek IoT cihazlarıyla riskler anlık olarak izlenebilir. Telematik sayesinde sürücü davranışına dayalı fiyatlama uygulanacak, kazalar azalacak ve adil primlendirme sağlanacaktır.

(vi) Yapay Zekâ: Yapay Zekâ destekli suistimal tespit sistemleri Türkiye’de yaygınlaştırılabilir. Ses, görüntü ve davranış analizleriyle şüpheli hasar dosyaları işaretlenecek, bu sayede şirketler milyonlarca lira kaybı önleyecektir. Ayrıca bir sigorta inovasyon merkezi kurularak yapay zekâ tabanlı çözümler sektörde test edilip geliştirilebilir.

(vii) Parametrik Sigortalar: İklim değişikliğinin etkileri dikkate alınarak parametrik ürünler geliştirilebilir. Belirli eşik değerleri aşıldığında otomatik ödeme yapan bu ürünler tarım, turizm ve enerji sektörlerinde yoğun şekilde kullanılacak, risk yönetimi hız ve şeffaflık kazanacaktır.

(viii) Dijital Sağlık Sigortaları: Uzaktan doktor görüşmeleri, yapay zekâ destekli teşhis ve dijital reçeteleri kapsayan sigortalar Türkiye’de tasarlanabilir. Böylece yaşlı bakım sigortaları dijital hizmetlerle desteklenecek, sağlık alanında erişim ve memnuniyet artacaktır.

(ix) Siber Risk ve Veri Koruma Poliçeleri: Kobilere yönelik erişilebilir fiyatlı siber güvenlik poliçeleri Türkiye’de geliştirilebilir. Bu ürünler veri ihlallerine ve fidye yazılımlarına karşı koruma sağlayacak, aynı zamanda yerel siber risk yönetimi ve uzman yetiştirilmesi sektörün güvenliğini güçlendirecektir.

(x) Insurtech Kuluçka Merkezi: Üniversiteler, girişimler ve sigorta şirketlerinin iş birliğiyle bir dijital sigorta inovasyon merkezi kurulabilir. Bu merkez yeni ürünlerin test edilmesini sağlayacak, teknoloji girişimlerini destekleyecek ve sektöre uluslararası rekabet gücü kazandıracaktır.

(xi) Anlık (On-Demand) Sigorta: Scooter kiralama veya araç paylaşımı gibi modeller için anlık sigorta ürünleri uygulanabilir. Böylece kullanıcı yalnızca ihtiyaç duyduğu süre boyunca sigortalanacak, genç tüketiciler için daha uygun maliyetli çözümler sağlanacaktır.


Türk Sigorta Sektörü İçin Yol Haritası

Türk sigorta sektörünü küresel örneklerle uyumlu hale getirebilmesi için önerilerin yalnızca sıralanması yetmez; aynı zamanda hangi adımların hangi zaman diliminde atılması gerektiğinin de netleştirilmesi gerekir. Bu yol haritası ile kısa, orta ve uzun vadede atılacak adımları ortaya koyarak sektörün dijitalleşme, ürün çeşitliliği ve kurumsal güven alanlarında gelişim alanlarını sıralıyoruz.

Kısa Vadede:

  • Sigorta veri ofisinin kurulması ve veri analitiğiyle sektöre yön verilmesi,
  • Baremo sisteminin hayata geçirilmesi,
  • Sürücü tabanlı sigorta pilot projelerinin başlatılması,
  • Gömülü sigorta ve açık sigortacılık uygulamalarının test edilmesi başlıkları öne çıkıyor.

Orta Vadede:

  • Yeni dijital hasar yönetim sistemlerinin geliştirilmesi,
  • Otonom araç sigortaları ve mobilite poliçelerinin uygulanması,
  • Sürücüler ve bireyler için yeni sorumluluk çerçevesi ve hukuki altyapının oluşturulması,
  • Dijital sigorta gelişim merkezinin kurulması; bu merkez bünyesinde siber güvenlik, yeni ürün tasarımı, kuluçka programları, deneyim paylaşımı, sektörel işbirliği, çalışma grupları ve iş sürekliliği mekanizmalarının yapılandırılması sağlanabilir.

Uzun Vadede:

  • Afet risk havuzunun oluşturulması ve bireysel sorumluluk sigortalarının yaygınlaştırılması
  • Parametrik sigorta ürünlerinin geliştirilmesi,
  • Mikro sigorta ve reasürans uygulamalarının hayata geçirilmesi hedeflenebilir.

Sonuç

Dünya sigortacılığı, dijitalleşme, müşteri odaklılık ve sürdürülebilirlik ekseninde hızla dönüşüyor. Bu dönüşüm yalnızca teknolojik bir yenilenme değil; aynı zamanda risk yönetiminde daha adil, daha şeffaf ve daha kapsayıcı bir sistemin inşası anlamına geliyor.

Türkiye için temel mesele, bu küresel trendleri geriden takip etmek değil, onları kendi dinamiklerine uyarlayarak rekabet gücü yaratmak. Genç nüfus, dijital altyapı, artan sigortalılık ihtiyacı ve çeşitlenen riskler, Türkiye’nin sigorta sektörünü büyütmesi için büyük fırsatlar sunuyor. Ancak bu fırsatların değerlendirilmesi, doğru yol haritası, güçlü düzenlemeler ve yenilikçi ürünlerle mümkün olacak.

Türkiye’nin sigorta sektöründe atacağı her adım, yalnızca sektörün büyümesine değil, aynı zamanda toplumun risklere karşı daha dayanıklı hale gelmesine hizmet edecek. Bu nedenle, küresel iyi uygulamaların uyarlanması, veri temelli karar mekanizmalarının kurulması ve teknoloji odaklı sigortacılık modellerine yatırım yapılması, geleceğin sigorta sektörünü şekillendirecek en kritik adımlar olarak öne çıkıyor.


Kaynaklar

[1] OECD. (2020). The impact of big data and artificial intelligence on insurance. Paris: OECD Publishing.

[2] Gobierno de España. (2015). Ley 35/2015, de reforma del sistema para la valoración de los daños y perjuicios causados a las personas en accidentes de circulación. Madrid: Boletín Oficial del Estado.

[3] Association of British Insurers (ABI). (2021). Fraud and AI in claims management. London: ABI.

[4] Federal Emergency Management Agency (FEMA). (2021). National Flood Insurance Program: Reinsurance program update. Washington, D.C.: FEMA.

[5] China Banking and Insurance Regulatory Commission (CBIRC). (2020). Annual report on microinsurance via digital platforms. Beijing: CBIRC.

Scroll to Top